Cüveynî (ö. 478) ve Gazâlî (ö. 505) ile başlayan, Şâtıbi (ö. 790) ile ilerleme kaydeden ve modern dönemde ise İbn Âşûr ile kısmen sınırları çizilmeye çalışılan makâsıd ve maslahat konusu önemli olup çeşitli açılardan tasnif edilmeye çalışılmıştır. Klasik dönemde makasıd ve maslahat kavramları farklı tasniflere tabi tutulmuş ve bazı tasnifler usulcüler arasında genel kabul görmüştür. Cüveynî maslahatları tasnif ederek bir başlangıç yapmış, ardından öğrencisi Gazâlî maslahatları zaruri, hâci ve tahsîni olmak üzere üç kısma ayırmıştır. Zaruri maslahatları da beş temel maksada bölmüştür. Bu tasnif genel kabul görmüş ve yaygınlık kazanmıştır. Şâtıbi ile yeniden gündeme gelen bu konu farklı bir tasnife daha tutularak aslî ve tabi, mükellefin maksadı, Şâri’in maksadı gibi kısımlara ayrılmıştır. Bu makale Şâtıbî sonrası makâsıd ve maslahatın kısımlara ayrılmasında İbn Âşûr’un nasıl bir tasnife yöneldiği ve bunun arka planı irdelenmeye çalışılmış, İbn Âşûr’un Makâsıdu’ş-Şerîati’l-İslamiyye adlı eseri üzerinden yapmış olduğu taksimler belirlenip açıklanmaya gayret edilmiştir. Neticede Tâhir bin Âşûr’un kendisinden önceki bu tasnifleri de göz önüne alarak makâsıdın taksimatı meselesini yeniden ele aldığı ve maksatları kısımlar ve çeşitler şeklinde iki farklı başlık altında işlediği görülmüştür. Kısımlarını ise kat’î zannî ve külli cüz’i şeklinde, çeşitlerini ise gerçek ve genel örfî maksatlar adı altında incelediği anlaşılmıştır. O Maslahatları da kendisine ihtiyaç duyulma, ümmeti ilgilendirme ve tespit edilme açısından üç kısma ayırmıştır. İbn Âşûr’un makâsıd ve maslahatı taksim etme mantığının özüne bakıldığında makâsıdı bir ilim dalı ve içtihat yöntemi haline getirme arzusunun yattığı tespit edilmiştir. Nitekim eserinin başında ve birçok yerinde bu konu mükerrer bir şekilde zikredilmiştir.
The subject of maqasid and maslahat, which started with Juveynî (d. 478) and Ghazali (d. 505), progressed with Shatibi (d. 790), and whose borders were tried to be drawn partially with Ibn Âşûr in the modern period, is important and has been tried to be classified from various angles. In the classical period, the concepts of maqasid and maslahat were subjected to different classifications and some classifications were generally accepted among the scholars. Juwayni made a beginning by classifying the interests, and then his student Ghazali divided the interests into three parts as essential, haji and tahsini. He also divided the essential interests into five basic purposes. This classification has become generally accepted and widespread. This issue, which has come to the fore again with Şâtıbi, has been divided into parts such as primary and natural, the taxpayer's purpose, and the Şârî's purpose, by keeping it in a different classification. In this article, it has been tried to examine what kind of classification Ibn Âşûr has tended in the division of maqâsid and maslahah after Shatibi and its background, and tried to determine and explain the divisions that Ibn Âşûr made over his work called Makâsıdu'ş-Şerîati'l-İslamiyye. As a result, it has been seen that Tahir bin Âşûr reconsidered the issue of division of the maqasid, taking into account these classifications before him, and he worked on his purposes under two different headings as parts and varieties. It has been understood that he examined the parts of it in the form of kat'î zannî and kulli juz'i, and its varieties under the name of real and general customary purposes. He also divided the Maslahats into three parts in terms of needing him, concerning the ummah and being determined. When we look at the essence of Ibn Âşûr's logic of dividing maqâsid and maslahah, it has been determined that there is his desire to make kâsıd a branch of science and a method of ijtihad. As a matter of fact, this subject has been repeatedly mentioned at the beginning of his work and in many places.
M. Tahir b. Ashur Parts of Maslahah Purpose Benefit Parts of Maqâsid in Ibn Ashur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |