Disputation theory in Islamic thought called as ādāb
al-baḥs̠ va al-munāẓara was systemized by Shams al-Dīn Muḥamad al-Samarḳandī
(d.722/1322). After al-Samarḳandī, this
theory has had a specific tradition in virtue of epistles, commentaries and
super-commanteries. For this reason, al-jadal that is based on Aristotle’s
Topics and al-ḫilāf that is known as Islamic jurispuridential disputation
theory has been succeeded by ādāb al-baḥs̠ va al-munāẓara. The most seminal
ādāb works was written in Ottoman milieu. For instance, Ḥusayn Shah Adanavī
(d.1050/1640)’s al-Ḥusayniyya prevailed in Ottoman madrasahs instead of al-Samarqandī’s
Risāla fī Ādāb al-baḥs̠. Sāçaqlīzāda Muḥamad Afandī (d.1145/1732)’s Taḳrīr al-Ḳavānīn
evinced exactly the rules of ādāb al-baḥs̠
va al-munāẓara discovered by Sāçaqlīzāda’s predecessors. Kamālpāshāzāda
Shemsuddīn Aḥmad (d.940/1534) also wrote an epistle named Risāla fī ādāb al-baḥs̠ on ādāb al-baḥs̠ va
al-munāẓara.He described this epistle as pure advantage and concise text. He,
moreover, have a super-commentary called as Ḥāşiya al-Tehāfut on Ḫūcazāda Muṣliḥ
al-Dīn’s Tehāfut al-Falāsifa. Even just for the reason that he carried out ādāb
al-baḥs̠ va al-munāẓara in this work, Risāla fī ādāb al-baḥs̠ has an important
role for having a grasp of Kamālpāshāzāda’s Ḥāşiya al-Tehāfut. In this article,
Risāla fī ādāb al-baḥs̠ was analysed in terms of its content and manner.
Finally, we appended a critical edition of the Arabic text of the epistle with
Turkish.
Kamālpāshāzāda Risāla fī ādāb al-baḥs al-Samarqandī Ādāb al-baḥs̠ va al-munāẓara Ḥusayn Shah Adanavī Sāçaqlīzāda Ādāb literature in Ottoman
Şemsuddīn Muḥammed b. Eşref es-Semerḳandī (ö.722/1322)
tarafından sistemleştirilen ādābu’l-baḥs̠ ve’l-münāẓara isimli tartışma
teorisi, es-Semerḳandī sonrasında hem telif eserler hem de bu eserler hakkında
yazılan şerḥ, ḥāşiye, taʿlīḳ yazın kültürü ile kendine özgü bir gelenek
oluşturmuştur. Böylece bu tartışma teorisi, Aristoteles’in Topika’sına dayanan
cedel ile daha ziyade İslâm hukukçuları tarafından kullanılan ḫilāf tartışma
teorilerinin yerini almıştır. Ādābu’l-baḥs̠ ve’l-münāẓaranın en özgün ve yetkin
eserleri, Osmanlı bilim havzasında ortaya çıkmıştır. Örneğin Ḥüseyin Şāh Adanavī (ö.1050/1640)’nin
Ḥüseyniyye’si, es-Semerḳandī’nin Risāle fī Ādābi’l-baḥs̠’inin yerini almıştır.
Saçaḳlızāde Meḥmed Efendī (ö.1145/1732)’nin Taḳrīru’l-ḳavānīn’i ise, şerḥ, ḥāşiye,
taʿlīḳ yazın kültürü içinde saklı bir inci gibi duran ādābu’l-baḥs̠ ve’l-münāẓarayı
bütün güzelliği ile ortaya çıkarmıştır. Osmanlı bilim havzanın çok yönlü
bilginlerinden biri olan Kemālpāşāzāde Şemsüddīn Aḥmed (ö.940/1534), bu
geleneğe katkıda bulunmuştur. Bu alanda “hacmi az manası çok, sırf fayda(=nefʿun
maḥḍun ḳalīlu’l-ḥacm kes̠īru’l-maʿnā)” olarak nitelediği Risāle fī ʿilmi
ādābi’l-baḥs isimli bir eser yazmıştır. Kemālpāşāzāde, İslâm düşüncesinin en
netameli tartışmalarının yapıldığı Tehāfüt geleneğine Tehāfüt Ḥāşiyesi ile
katılmıştır ve bu eserinde ādābu’l-baḥs̠ ve’l-münāẓarayı uygulamıştır. Bu
makalede, yaptığı tartışmalardaki teorik temeli ortaya koyduğu küçük risalesi
şekil ve içerik bakımından değerlendirilecek ve tenkitli neşri ile tercümesi
sunulacaktır.
Kemālpāşāzāde Risāle fī ādābi’l-baḥs es-Semerḳandī Ādābu’l-baḥs̠ ve’l-münāẓara Ḥüseyin Şāh Adanavī Saçaḳlızāde Osmalı’da ādāb metinleri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Mantık |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |