Yenisey Inscriptions are from the old texts of Turkish. These inscriptions forming the oldest samples of the runic-letter texts, according to some researchers, are actually the headstone epitaph. Inscriptions have undergone much destruction until today and most of them have lost their property of being a text. It is easily realized that it contains more problems and attracts less attention when compared to the Orhon Inscriptions. Scientists have conducted too few studies regarding these inscriptions. The first scientific studies regarding these inscriptions in Turkey belong to Huseyin Namik Orkun. He has included the text reading of 47 Yenisey Inscriptions in his study called Old Turkish Inscriptions being the first scientific study conducted on the runic-letter texts in Turkey. The first study with a wider scope in this area belongs to Erhan Aydin. In his study whose name was firstly “Yenisey Inscriptions”, but which was published afterwards as “Turkish Traces in Siberia – Yenisey Inscriptions”, Erhan Aydin included 175 texts of Yenisey Inscriptions in his study. This is the most comprehensive study on the inscriptions and he has joint together the related texts. Therefore; it is the only work that could be used as primary resource in the studies to be conducted on the inscriptions. In this study in which the functioning of noun inflections has been subjected, the texts published by Aydin have been examined. While explaining the functions of the noun inflections in these texts when the occasion arises, it has been aimed to present the grammar structure of the period as a whole by comparing to the Orhon Inscriptions and to clearly show the functions in the Inscriptions. Consequently; it has been etermined that the functioning of the noun inflections in Yenisey Inscriptions have some characteristics peculiar to these texts and when compared to Orhon Inflections, the noun inflections have either not been written (zero morpheme), or have been used instead of one another (suffix interchange).
Yenisey Yazıtları, Türkçenin en eski metinlerindendir. Kimi araştırmacılara göre runik harfli metinlerin en eski örneklerini oluşturan bu yazıtlar, aslında birer mezar taşı kitabesidir. Kitabeler, günümüze gelinceye kadar pek çok tahribata uğramış ve birçoğu metin olma özelliğini yitirmiştir. Orhon Yazıtlarıyla karşılaştırıldığında çok daha fazla sorun barındırdığı ve daha az ilgi gördüğü kolayca fark edilir. Bilim insanları bu yazıtlarla ilgili çok az çalışma yapmıştır. Türkiye’de bu yazıtlarla ilgili ilk bilimsel çalışmalar Hüseyin Namık Orkun’a aittir. O, Türkiye’de runik harfli metinler üzerine yapılmış ilk bilimsel çalışma olan Eski Türk Yazıtları adlı çalışmasında 47 Yenisey Yazıtının metin okumasına yer vermiştir. Bu alanda daha geniş çaplı ilk çalışma Erhan Aydın’a aittir. Adı önce “Yenisey Yazıtları” olan, daha sonra “Sibirya’da Türk İzleri- Yenisey Yazıtları” olarak yayınlanmış çalışmasında Erhan Aydın, Yenisey Yazıtlarının 175 tanesine yer vermiştir. Bu, yazıtlar üzerindeki en kapsamlı çalışmadır ve ilgili metinleri bir araya getirmiştir. Bu yüzden Yenisey Yazıtlarıyla ilgili yapılacak çalışmalarda birincil kaynak olarak kullanılabilecek yegâne eserdir. İsim çekim eklerinin işleyişini konu edinen bu çalışmada da Aydın’ın yayımladığı metinler incelenmiştir. Bu metinlerde isim çekim eklerinin işlevi açıklanırken yeri geldikçe Orhon Yazıtları ile karşılaştırılarak dönemin gramer yapısının bir bütün olarak sunulması, Yazıtlardaki işlevlerin de belirgin biçimde gösterilmesi amaçlanmıştır. Sonuç olarak Yenisey Yazıtlarındaki isim çekim eklerinin işleyişi bu metinlere özgü bazı özellikler taşıdığı, Orhon Yazıtlarına göre isim çekimlerinin ya yazılmadığı (sıfır morfem) ya da bu eklerin birbirlerinin yerlerine (ek nöbetleşmesi) daha sık kullanıldığı tespit edilmiştir.
Yenisey Yazıtları Orhon Yazıtları Runik metinler isim çekimi hal ekleri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 |