Dünya tarihinde çok sayıda medeniyet ortaya çıkmış, bu medeniyetlerden bazıları evrensel nitelik kazanarak tarihte izler bırakmış, bazıları ise yerel kalarak evrensel seviyeye ulaşamamıştır. Çok sayıda tarihçi, siyasetçi ve düşünür, yoğunlaştıkları disiplinler açısından medeniyet kavramının oluşumu, gelişmesi ve yıkılışı üzerinde fikir beyan etmiştir. En genel anlamıyla, maddî ve manevî yönleriyle insanların bir nesilden diğerine aktardıklarının toplamı olan medeniyet, siyasî, sosyal, ekonomik faaliyetler ve kurumlar; yazının icadı, matbaanın icadı gibi buluşlar olabileceği gibi; hoşgörü, güven, sevgi, saygı gibi değerler anlamına da gelebilmektedir. Medeniyetler esnek olduğu için kendilerinden önce yaşayan medeniyetlerden etkilenmişler ve kendilerinden sonraki medeniyetleri de etkilemişlerdir. İslâm medeniyeti de doğduğu coğrafyanın çevresinde bulunan özellikle Bizans ve İran medeniyet tecrübelerinden kurumsallaşma, bilim ve yönetim alanlarında birikimler almıştır. Esnek bir anlayışa sahip olan İslâm medeniyeti, İslâm’ın tevhid ilkesine ters düşmeyen söz konusu medenî ve kültürel birikimleri almış ve kendi bünyesinde ıslah ve ibka ederek daha da ileriye taşımıştır.
Evrensel mahiyette olan İslâm medeniyeti, doğduğu günden bugüne kadar insanı merkeze alarak, onun hak, hukuk ve yaşam hakkı gibi temel ilkelerini ön planda tutmuş, vahye dayanmış, Hz. Muhammed’in dil, ırk, renk ve coğrafya ayırımı yapmadan beşeriyeti mutluluğa ulaştıracak prensipler doğrultusunda insanlığı kucaklamıştır. 7. asırda doğan, 9 ile 17. yüzyıllar arasında dinî, siyasî, sosyal, ekonomik ve düşünce, ilim, edebiyat, sanat, mimarî gibi kültürel alanlarda kendini gösteren İslâm medeniyeti, insanların temel haklarına bağlı kalarak yaşamanın nasıl olması gerektiğini öğretmiştir. İslâm medeniyetinin günümüz Çağdaş Batı medeniyetinden ayrıldığı en önemli hususlarından birisi de, insanlığın büyük kısmının refah, huzur ve mutluluğunu ilke edinmesidir. Hz. Muhammed’in Medine’de ilkelerini belirlediği İslâm medeniyeti, kuvvet yerine hakkı, çarpışarak mücadele yerine yardımlaşmayı ve dayanışmayı, ırkçılık yerine kardeşliği, ruhu öteleme ve kutsalları yok sayma yerine insanı ruhen terakki ettirmeyi tercih etmiştir. Bu medeniyet, kutsallara saygı göstermiş ve Allah’ın yarattığı mükemmel bir varlık olduğu için insanın korunması gereken yönlerini garanti altına almıştır. Diğer yandan İslâm medeniyetinin düşünce ve ilim alanlarında Avrupa’nın aydınlanmasında ve bunun akabinde Çağdaş Batı medeniyetinin oluşumunda büyük katkısı olduğu tarihî bir gerçektir. İslâm medeniyeti, Avrupa’nın Orta Çağı yaşadığı dönemde ortaya koyduğu insanî değerlerle Haçlı Saldırıları, Sicilya ve özellikle de Endülüs yoluyla Batı medeniyetinin muharriki olduğu bilinmektedir.
Bu çalışmamızda İslâm medeniyetinin ortaya çıkışı, tarihi gelişimi ve dinî, siyasî, sosyal, ekonomik ve kültürel problemleri ile gerileme sebeplerini ortaya koyarak farklı bir katkı sağlamayı hedefledik.
Many civilizations have emerged in the world. Some of these civilizations have acquired a universal quality and left traces in history, while others have remained local and have not reached the universal level. Most historians, politicians and thinkers have expressed ideas about the concept, formation, development and collapse of civilization in terms of the disciplines they focus on with the cultural and scientific accumulation they have. In addition, civilization includes political, social, economic activities and institutions; inventions such as the invention of writing, the invention of printing, as well as values and concepts such as tolerance, trust. Civilizations are flexible; they were influenced by civilizations that lived before them and civilizations that lived after them. Islamic Civilization also received its accumulation in institutionalization, science and management, especially from the experience of Byzantine and Iranian civilization located around the geography in which it was born. Islamic Civilization, which has a flexible understanding, has taken these civil and cultural accumulations that do not contradict the principle of Tawhid and has taken them further by assimilating them within itself.
One of the civilizations of universal nature is the Islamic Civilization, and it is a civilization that centres man, based on revelation, prioritizes its basic principles such as rights, law and the right to life, embraces all humanity following the Prophet Muhammad's principles that will lead humanity to happiness without distinguishing language, race, colour and geography. Islamic Civilization, born in the 7th century and manifested itself in religious, political, social, economic and cultural areas such as thought, science, literature, art, architecture between the 9th and 17th centuries, taught how to live according to the fundamental rights of people.
One of the essential aspects of Islamic Civilization, which is separated from modern Western civilization, is that most of humanity adopts the principle of prosperity, peace and happiness. Islamic Civilization, which the Prophet Muhammad established in Medina its principles, shows right instead of force, solidarity instead of fighting, brotherhood instead of racism, and respect for spiritual progress. Therefore, Islamic Civilization has guaranteed man's right to live because he is a perfect being created by Allah.
On the other hand, it is a historical fact that the Islamic civilization that prevails today has made an outstanding contribution to the Enlightenment of Europe and the formation of modern Western civilization in the fields of thought and science. Islamic Civilization served as the precursor of Western civilization through Crusader attacks, Sicily and, in particular, Andalusia with the human values it demonstrated during the Middle Ages of Europe.
In this study, we will try to identify the emergence, historical development and religious, political, social, economic and cultural problems of Islamic Civilization and the reasons for its decline.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 21, 2021 |
Published in Issue | Year 2021Issue: 22 |