A vast number of people moved from rural to urban regions in the latter part of the nineteenth century as a result of the effects of industrialization and urbanization, which in turn led to the collapse of the pre-industrial lifestyle and economy. Conflicts on an emotional and intellectual level were also fostered by the decline of the old systems and constraints, as well as the structured and organized way of life pertaining to the pre-industrial era. Many novelists of this transitional period, such as Rudyard Kipling, Thomas Hardy, George Gissing, Joseph Conrad, D. H. Lawrence, and E. M. Forster, questioned the social, economic, political, religious, moral, cultural, and artistic institutions along with their established conventions. However, Forster, looking beyond the national boundaries, used references to other cultures, religions, alien settings, bi-national characters, and diverse traditions after traveling particularly to Italy and India. Forster’s two visits to India, one in 1912 and the other in 1921, gave him an experiential knowledge of the country. In his discursively complex international novel, A Passage to India (1924), besides religious and socioeconomic differences, Forster uncovers significant cultural problems that can be observed in India’s arbitrary imposition of a corrupted imperial system. In the novel, Forster explores the chronotopic cartographies of India and England in terms of their similarity and difference using individuals, mores, and settings. Thus, this paper aims to analyze how the theme of the East/West dichotomy in Forster’s A Passage to India creates liminal spaces and characters discussing the false perception of India by the British.
Sanayileşme ve kentleşmenin etkisiyle, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında çok sayıda insan kırsaldan kentlere göç etmiştir. Bu göçle birlikte sanayileşme öncesi dönemdeki yaşam ve ekonomi şekli çökmüştür. Sanayileşme öncesi döneme ait eski yapıların, sistemlerin, sınırlandırmaların şekillendirdiği düzenin çöküşü duygusal ve entelektüel bağlamda da çatışmaları meydana getirmiştir. Rudyard Kipling, Thomas Hardy, George Gissing, Joseph Conrad, D. H. Lawrence ve E. M. Forster gibi yazarların da aralarında yer aldığı birçok geçiş dönemi romancısı; toplumsal, ekonomik, politik, dini, ahlaki, kültürel ve sanatsal kurumları ve tüm bu kurumların yerleşik geleneklerini sorgulamıştır. Fakat gözünü ulusal sınırların ötesine çeviren Forster, özellikle de İtalya ve Hindistan’a yaptığı seyahatlerin ardından, farklı kültürlere, dinlere, aşina olunmadık mekanlara, aynı anda iki milliyete mensup karakterlere ve çeşitli geleneklere atıfta bulunmuştur. 1912 ve 1921 yıllarında Hindistan’a gerçekleştirdiği iki ziyaret, Forster’ın Hindistan’a dair deneyimsel bilgilere sahip olmasını sağlamıştır. Söylemsel anlamda komplike bir yapıya sahip olan Hindistan’a Bir Geçit (1924) adlı uluslararası romanında Forster, etnik, dini ve sosyoekonomik farklılıkların yanı sıra, Hindistan’da keyfi biçimde uygulanan yozlaşmış bir imparatorluk düzeninde gözlemlenebilecek önemli kültürel sorunları da açığa çıkarmaktadır. Forster, bu romanında Hindistan ve İngiltere’nin kronotop coğrafyalarını, bireyler, ahlaki değerler ve mekanlardan yola çıkarak benzerlikler ve farklılıklar bağlamında keşfetmektedir. Bu bağlamda, makalenin amacı Forster’ın Hindistan’a Bir Geçit adlı romanında Doğu/Batı karşılaşması temasının, İngilizlerin Hindistan’a dair edindikleri yanlış algıyı tartışarak, eşikteki karakterlere ve mekanlara nasıl hayat verdiğini irdelemektir.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | April 29, 2023 |
Publication Date | April 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023Issue: 25 |