The concept of multiculturalism, which emerged in relation to the management of cultural diversity and different identities within nation-states within the political community, has been a frequently discussed topic in many fields of study in social sciences since the 1970s. Within the scope of this concept, the principle of recognition and coexistence of features pointing to different cultures by public institutions is included. Some thinkers who developed a critical perspective on multiculturalism, which was invented to promote the diversity of indigenous peoples in Australia and Canada, stated that the concept was loaded with an ideological baggage centered on liberalism. The thinkers who stated that the universality expressed in the context of liberalism essentially refers to the special, express that the special is Europe. In addition, they claim that multiculturalism at the center of liberal ideology points to the hierarchical superiority of Europe, and that the universal corresponds exactly to this. The thought of Bhikhu Parekh, who appears as a prominent name among the mentioned thinkers, will be examined within the scope of this study. Within the scope of the study, three questions will be followed. First, the question will be asked with which concept set the thinker associates multiculturalism. In response to the aforementioned question, it will be said that Parekh approaches multiculturalism within the framework of the interaction of culture and nature. The second question will be what kind of meaning Parekh attributes to liberalism. It will be said that Parekh connects classical liberalism with colonialism. The third question will be what kind of solution Parekh, who wants to free multiculturalism from such liberalism, proposes. The philosopher's statement about producing an interpretation of liberalism that is compatible with different cultures will be the answer to the third question. Parekh declares that liberalism is confined to a narrow understanding. Expressing that the view of human nature in liberalism is attached to the abstract mind, Parekh states that an identity that includes universality in the center of sameness derives from this. In such a situation, Parekh, complaining that culture is being ignored, attempts to redefine human nature, which he thinks is stuck in the abstract, with difference-centered culture and to construct a new identity based on difference. Parekh, who defines his effort as the transformation of the abstract and single universal into a pluralistic universal, states that this will be possible with the reconstruction of liberalism. Essential to the redefinition of liberalism, according to Parekh, is the reconstruction of identity by redefining the link between land, sovereignty and culture. It is essential for Parekh to construct such a national identity in a way that includes all cultures. Starting from this point, the thinker aims to reconcile liberalism with the culture that has differences at its center, to bring together the universal with the particular, to build a multicultural regime, and thus to turn a culturally based federal structure into a reality.
Ulus-devletlerin bünyesindeki kültürel çeşitliliğin ve farklı kimliklerin siyasal topluluk dâhilinde yönetilmesine ilişkin olarak beliren çokkültürlülük kavramı, 1970’li yıllardan bu yana sosyal bilimler içerisindeki çok sayıda çalışma alanında sıkça tartışılan bir konu hüviyetindedir. Söz konusu kavram kapsamında farklı kültürlere işaret eden özelliklerin kamu kurumlarınca tanınması ve bir arada yaşaması ilkesine yer verilmiştir. Avustralya ve Kanada’da yerli halkların farklılığını teşvik etmek üzere icat edilen çokkültürlülük kavramı üzerine eleştirel bir bakış açısı geliştiren düşünürlerin bir kısmı, kavrama liberalizm merkezli bir ideolojik bagaj yüklendiğini ifade etmişlerdir. Liberalizm bağlamında ifade edilen evrenselliğin esasında özel olanı imlediğini belirten düşünürler, özel olanın Avrupa olduğunu dile getirirler. Buna ek olarak liberal ideoloji merkezindeki çokkültürlülüğün Avrupa’nın hiyerarşik üstünlüğüne işaret ettiğini, evrensel olanın da tam olarak buna tekabül ettiğini iddia ederler. Bahse konu edilen düşünürlerin arasında öne çıkan bir isim olarak beliren Bhikhu Parekh’in düşüncesi bu çalışma kapsamında incelenecektir. Çalışma kapsamında üç tane sorunun izinden gidilecektir. İlk olarak düşünürün çokkültürlülüğü hangi kavram seti ile ilişkilendirdiği sorusu sorulacaktır. Sözü edilen soruya yanıt olarak Parekh’in çokkültürlülüğe kültür ve doğanın etkileşimi çerçevesinde yaklaştığı söylenecektir. İkinci soru, Parekh’in liberalizme ne tür bir anlam yüklediği olacaktır. Parekh’in klasik liberalizmi sömürgecilik ile bağlantılı kıldığı söylenecektir. Çokkültürlülüğü böyle bir liberalizmden azade kılmak isteyen Parekh’in ne tür bir çözüm önerdiği sorusu üçüncü soru olacaktır. Düşünürün liberalizmin farklı kültürlerle barışık bir yorumunun üretilmesi yönündeki ifadesi üçüncü sorunun cevabı olacaktır. Parekh, liberalizmin dar bir anlayışa hapsedildiğini beyan eder. Liberalizm içerisindeki insan doğası görüşünün soyut akla raptedildiğini ifade eden Parekh, buradan aynılık merkezindeki evrenselliği içeren bir kimliğin türediğini belirtir. Böyle bir durumda kültürün göz ardı edildiğinden yakınan Parekh, soyut olana saplandığını düşündüğü insan doğasını fark merkezli kültür ile yeniden tanımlama ve farka dayanan yeni bir kimlik inşa etme uğraşına girişir. Çabasını soyut ve tek olan evrenselin çoğulcu evrensele dönüşümü biçiminde tanımlayan Parekh, bunun liberalizmin yeniden inşası ile mümkün olacağını belirtir. Parekh’e göre liberalizmin yeniden tanımlanması için elzem olan şey toprak, egemenlik ve kültür arasındaki bağın yeniden tanımlanması suretiyle kimliğin yeniden inşasıdır. Bu tarzda bir ulusal kimliğin tüm kültürleri içerecek biçimde inşa edilmesi Parekh açısından elzemdir. Bu noktadan yola çıkan düşünür, liberalizmi farkı merkezinde barındıran kültürle barıştırmayı, evrensel olanı tikel olan ile buluşturmayı, çokkültürlü bir rejimi inşa etmeyi, bu sayede kültürel tabanlı bir federal yapıyı bir gerçekliğe dönüştürmeyi amaçlar.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Political Science |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | October 27, 2023 |
Publication Date | October 28, 2023 |
Published in Issue | Year 2023Issue: 26 |