Besides being a trauma in itself, being a refugee is an almost impossible situation for the refugee to overcome since it is a difficult experience and there is no way to return. According to Salman Akhtar, who likens the departure of the refugee from the homeland to the departure of the baby from the mother's womb, “exile” is linguistically equivalent to a refugee. For an adult, the experience of being a refugee is influenced by the comfort or difficulty of his previous life; If he had to leave a life with a high level of prosperity, becoming a refugee will be very difficult, and if the harsh experience of camp life is added to this, depression and premature aging will be inevitable. If he has been through a more difficult life and the welfare of the country of asylum is higher, this may also be a chance for a new life. But there is a group among refugees for whom the variable is not welfare or poverty; the most important deficiency for them is the lack of parents: this group is children. In this study, the story of an orphan child who has been exposed to traumas caused by wars and has to become a refugee will be examined and the difficult consequences of the trauma of being a refugee that he had to deal with also will be focused on.
Mültecilik başlı başına bir travma olmakla birlikte, dönüşü zor bir durum olduğundan mültecilik travmasının üstesinden gelmek mülteci için neredeyse imkansız bir durumdur. Mültecinin memleketten ayrılmasını bebeğin anne rahminden ayrılmasına benzeten Salman Akhtar “sürgün”ün dilbilimsel olarak mülteciyle eş değer olmasının altını çizer. Bir yetişkin için mültecilik deneyimi önceki yaşantısının rahatlığına ya da zorluğuna göre etki bırakır; refah seviyesi yüksek bir hayatı terk etmek zorunda kalan birine mültecilik çok zor gelecektir. Buna bir de kamp hayatının çetrefilli deneyimi ilave edilirse depresyon yaşaması ve erken yaşlanması kaçınılmaz olur. Kişi, daha zor bir hayattan geçmişse ve iltica edilen ülkenin refahı daha yüksekse bu yeni bir hayat şansı da olabilir. Ancak bir grup var ki onlar için mültecilikte değişken refah ya da yoksulluk değildir; onlar için en önemli eksiklik anne-baba eksikliğidir: bu grup mülteci çocuklardır. Bu çalışmada savaşların neden olduğu travmalara maruz kalıp mülteci olmak durumunda kalan yetim bir çocuğun hikâyesi incelenecek ve mülteciliğin sebep olduğu travmadan sonuçlanan baş edilmesi zor durumlar irdelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Nisan 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |