Kiğı ve çevresinin Osmanlı İmparatorluğuna katılması, 1514 yılında Sultan I. Selim’in kuvvetlerinin Şah İsmail’e karşı zafer kazandığı Çaldıran Savaşı sonrasındaki askeri seferlerin doğrudan bir sonucudur. Başlangıçta idari olarak Diyarbekir eyâletine bağlı klasik bir sancak olan Kiğı, daha sonra 1535 yılında aynı idari yapı altında Erzurum eyâletine bağlanmıştır. Bölge 1518, 1523 ve 1553 yıllarında sistematik tahrirlere tabi tutulmuş ve bulgular ilgili defterlerde titizlikle belgelenmiştir. Her üç defterde de Kiğı’ya bağlı bir nahiye statüsünde yazılan Göcek’in, Kiğı merkez kazasından sonra en kalabalık nahiye olarak ortaya çıkması dikkat çekicidir. Göcek, aynı zamanda, hayvancılıkla geçinen konar-göçer aşiretler için bir merkez olma rolüyle öne çıkmıştır. Coğrafi olarak Göcek nahiyesi, günümüzde Bingöl ilinin kuzeybatısındaki Yayladere ilçesi ve Tunceli ilinin Nazımiye ilçesi olarak bilinen bölgeleri kapsamakta ve Kiğı sancağındaki aşiret ve cemaatler için birincil yerleşim alanı olarak hizmet vermekteydi. 1518 ve 1553 yılları arasında Göcek nahiyesi yaklaşık %110’luk kayda değer bir nüfus artışına tanık olurken, başta gelir kaynakları olmak üzere ekonomik tabanı da tahminen %20 oranında genişlemiştir. Bu demografik ve ekonomik büyüme, nahiyenin yüzyılın başlarında Osmanlı-İran çatışmalarından zarar görmesine rağmen, Osmanlı yönetiminin sağlamlaşmasının ardından bu olumsuzlukların üstesinden yavaş yavaş geldiğini göstermektedir. Bu ilerlemeye rağmen, Göcek nahiyesi tam teşekküllü bir idari merkez olmaktan ziyade bir kasaba niteliğini korumuş, idari işlevlere sahip önemli kurumsal yapılardan yoksun kalmıştır.
The annexation of Kiğı and its environs to the Ottoman Empire was a direct result of the military campaigns following the Battle of Chaldiran in 1514, when Sultan Selim I’s forces triumphed over Shah Ismail. Initially as a classical sanjak under the province of Diyarbekir, Kiğı was later annexed to the province of Erzurum under the same administrative structure in 1535. The region was subjected to systematic surveys in 1518, 1523 and 1553, and the findings were meticulously documented in the relevant books. It is noteworthy that Göcek, which appears as a sub-district of Kiğı in all three registers, is the most populous sub-district after the central kaza of Kiğı. Göcek also stood out as a center for nomadic tribes living on livestock. Geographically, the Göcek district encompassed what is now known as the Yayladere district of northwestern Bingöl province and the Nazımiye district of Tunceli province, and served as the primary settlement area for tribes and communities in the sanjak of Kiğı. Between 1518 and 1553, the subdistrict of Göcek witnessed a remarkable population growth of approximately 110%, while its economic base, particularly its sources of income, expanded by an estimated 20%. This demographic and economic growth suggests that, although the subdistrict suffered from the Ottoman-Iranian conflicts at the turn of the century, it gradually overcame these adversities after the consolidation of Ottoman rule. Despite this progress, Göcek remained as a town rather than a full-fledged administrative center, lacking important institutional structures with administrative functions.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Yeniçağ Osmanlı Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Ekim 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 13 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024Sayı: 28 |