Binlerce yıldan beri lezzeti ve şifasıyla bilinen ve tüketilen bal, mağara resimlerinden Sümer kil tabletlerine, mitolojiden kutsal kitaplara farklı zaman ve zeminlerde kayda geçirilmiştir. Bu çalışmada balın şiirsel bir unsur olarak Türk İslam edebiyatının yüzlerce yıl içinde oluşan kültür hazinesinde nasıl kayda geçirildiği incelenmiştir. İslam’ın Kur’an ve hadis gibi temel kaynaklarının özel bir vurguyla değindiği bala zamanla dinî anlamlar yüklenmiş ve bu mânâ zenginliği İslamî kaynaklardan beslenen divan şiirine doğal olarak yansımıştır.
Bal ve bala dair arı, petek, kovan, bal mumu gibi sözcüklerin benzetme amaçlı kullanıldığı şiir örneklerini ele alan çalışmalar sınırlı sayıda olsa da mevcuttur. Çalışmamızda ise özellikle İslam kaynakları ve tasavvufun bala yüklediği anlamlar mazmun yapısı üzerinden incelenmiştir. Bu yapı divan şiir dilinde özgünlük ve ifade gücünün ölçüsü hâline gelmiş temel bir unsurdur. Mazmun sanatçının duygu, düşünce ve hayallerini mecaz veya mânâ özellikleriyle sağlanan çeşitli söz sanatları aracılığıyla, bazı ipuçları vererek dolaylı olarak anlatımıdır. Divan şairi balı şiirinin en temel unsurlarından olan mazmunla işleyerek çok katmanlı bir anlam ağı ve söz sanatlarıyla okurun muhayyilesine sunmuştur. Çalışmanın sınırlarını belirleyen divan şiirinin başlangıcı 13. yüzyıl sonları olmakla birlikte incelenen şiir metinleri arasında bu dönemin iki yüzyıl öncesine uzanan ve Türk İslam şiirinin ilk dönem eserlerinden örneklere de yer verilmiştir. Bu şekilde divan şiirinin altı yüzyılda sürekli gelişen, dönüşen ve zenginleşen mazmun hazinesi içinde bal mazmununa yüklenen anlamlardaki çeşitliliği ve derinliği anlamak amaçlanmıştır. Türkçe söz varlığının etkileşim hâlinde olduğu İslam kültür coğrafyasından aldığı Arapça ‘asel, şehd, şeker, şerbet, şarâb, mâu’l-‘asel Farsça engübîn, şîrîn ve kând gibi alıntı sözcükler de bal ve tatlılık anlamlarını karşılayan sözcükler arasında yer almıştır. Divan şiiri mazmunlarında somut olarak görülen bu durum, Türk dilinin dönemin sanat ve edebiyat diline hâkim dinî ve tasavvufî kültürüyle etkileşiminin doğal sonucudur.
Known and consumed for thousands of years for its flavour and healing properties, honey has been recorded in different times and places, from cave paintings to Sumerian clay tablets, from mythology to holy books. This study examines how honey, as a poetic element, has been recorded in the cultural treasure of Turkish Islamic literature that has been formed over hundreds of years. Honey, which is mentioned with special emphasis in Islam’s main sources such as the Qur’an and hadith, has been attributed to religious meanings over time, and this richness of meaning has naturally been reflected in dīwān poetry, which is nourished by Islamic sources.
In the present study, the meanings attributed to honey by Islamic sources and Sufism are analyzed through the structure of mażmūn. By employing mażmūn, the dīwān poets evoke honey in the reader’s imagination with a multi-layered web of meaning. While the beginning of dīwān poetry, which defines the boundaries of the study, dates back to the second half of the 13th century, the analyzed poetry samples also include the early works from the 11th and 12th centuries in Turkish Islamic literature. In this way, the purpose is to explore the diversity and depth of the meanings attributed to the mażmūn of honey within the mażmūn treasury of dīwān poetry. Due to Turkish lexical interactions with the Islamic cultural geography, loanwords such as Arabic ‘asel, şehd, şeker, şerbet, şarāb, māu’l-‘asel as well as Persian loanwords like engübīn, şīrīn and kānd, have also been included among the words conveying the meanings of honey and its sweetness. This phenomenon in the mażmūns of dīwān poetry emerges naturally as a result of the interaction of the Turkish language with the religious and mystical culture that prevails in the language of art and literature of the era.
Dīwān literature mysticism mythology metaphor (mażmūn) honey
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk İslam Edebiyatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 27 Ekim 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 15 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 17 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024Sayı: 28 |